Ne aramıştınız

6 Mayıs 2020 Çarşamba

HELLO!YAZASIM GELDİ


Ne yazmak istediğimi bilmiyorum. Sadece, şu an nöbetteyim ve içimden bir şeyler yazmak geldi, o kadar. Uzun zamandır girip bakmadığım blogumla ilgili, az önce bir istatistik maili geldiğini farkettim. Veee hala blogumu tıklayanlar varmış, yuppiii. Şimdi böyle alakasız, yemek tarifi dışında bir şey yazınca belki blog kategorim de değişir, belki farklı içerikler ekleyerek yazmaya devam ederim. Belli değil. O kadar çok şey yaşadım, o kadar ders çıkardım ki hayattan. Özeti: Hiçbir şey kesin değil. Kalbini temiz tutup pozitif düşündüğünde kendine yine pozitif olanı çekmek dışında. Ama çıkardığım derslerin en bombası: Vicdanını, iyi niyetini yönelteceğin insanları çok iyi seçmelisin. Herkese aynı hassasiyetle yaklaşmamak seni kötü biri yapmaz ama herkese karşı iyilik meleği kesilmek, her halta kendini üzecek kadar vicdan yapmak seni enayi, kullanılan, faydalanılan ve en sonunda mutsuz yapar. 

Neden kayboldum ortadan?

Küskündüm, yorgundum, kırgındım, bıkkındım, çok yoğundum, bunalmıştım, nefes alamıyordum... Bir sürü sebebi var. Çok yıkmak istediler beni. Çok da yıprattılar. Çok incindim, çok kullanıldım. Yıllarımı, asla değmeyecek koskoca bir HİÇ için harcattılar. Ama farkında değiller, içimdeki gücü uyandırıp şu an olduğum kişi olmamı sağladılar. O yüzden, yaşadıklarımda katkısı olan tüm art niyetli çıkar budalalarını affediyorum, kendilerine teşekkür ediyor ve evrildiğim kişi olarak, sadece yanımda olmasını istediğim kişilerle yoluma devam ediyorum.

Ortalarda görünmediğimi fark eden oldu mu bilmiyorum. Bu yazdıklarım kimi ne kadar ilgilendirir bilmiyorum. Yazmaya devam eder miyim, onu da bilmiyorum. Ama çok net olarak bildiğim bir şey var ki, kendi içime yönelerek yaptığım kişisel gelişim yolculuğum, kendimi olgunlaştırma sürecim durmamacasına devam edecek. Öğrenmenin, gelişmenin sonu yok çünkü. Hem, öğrenmemiz gereken en önemli konu, okumamız gereken en önemli kitap kendi içimiz değil mi?(bir ara, okuduğum kitaplarla ilgili de yazarım belki. Elle tutulup gözle görülen, mis gibi kağıt kokusunu içime çekebildiğim kitaplar, kendi içim kadar önemli olmasa da benim olmazsa olmazım). Ha, yoğunum dedim ya; Çalışıyorum, kendimi geliştiriyorum, kitaplar okuyorum ve bir yandan da 4. üniversiteme devam ediyorum. Bunda da lisans tamamlarsam, ünvan değişikliği istemek suretiyle jübilemi yapacağım Allah izin verirse. 

İşte böyle. Neden yazdığımı bilmemekle birlikte, saçmalamış olabileceğimi düşünüyorum şu an :D 

Okuyanlar bir selam çakarsa sevinirim bence. 

Kendinizi sevin, önemseyin ama narsistliğe kadar da gitmeyin aman. Hoşçakalın.