Ne aramıştınız

16 Kasım 2015 Pazartesi

BENİM ÇİPOHORTAM

   Babamın Giritli olması nedeniyle, Girit yemeklerine karşı ayrı bir sevdam vardır. Bir tek hohlus hariç (salyangoz yahnisi diyebiliriz). Onu tatmadım, tatmayı da düşünmem. Bir söz vardır: "Giritliler keçinin yediği her şeyi yerler" diye. Gerçekten de öyle. Enva-i çeşit ottan yemekler yapılır, hepsi de ayrı bir lezzete dönüşür Girit mutfağında. Çipohorta da bu lezzetlerden biri. Kelime olarak "bahçe otu" anlamına geliyor. Bahçesindeki yabani otları temizleyen, bitkilerini budayan Giritliler'in, onları atmaya kıyamayıp yemeğe dönüştürmesiyle oluşmuş bir lezzet. Girit kabağı ve kabak çiçeği, olmazsa olmaz malzemelerindendir. Onun dışında mevsimine göre farklı otlar, bitki yaprakları, filizler kullanılır. Tabi ben nereden bulayım kabak çiçeğini, Girit kabağını, filizi falan. Elimde olan malzemeleri kullanınca da yemeğin adı "benim çipohortam" oluverdi. Son derece sağlıklı, hafif ve diyete uygun bir yemek. Malzemeleri göz kararı kullanabilirsiniz. Belli bir ölçüsü yok.




Malzemeler:
1 adet kuru soğan
3-4 diş sarımsak
4-5 adet küçük, ince kabak 
2-3 adet domates
1 bağ kadar semizotu
1/2 bağ maydanoz
2-3 adet taze soğan
1-2 yemek kaşığı salça
Tuz
Zeytin yağı

Yapılışı:
Soğan ve sarımsağı ince ince doğrayıp az zeytin yağında öldürdüm. Kabakları uzunlamasına dörde böldüm. Diğer malzemeleri hafif irice doğradım. Tüm malzemeleri tencereye alıp üzerine su ilave ettim ve kapağını kapatarak kısık ateşte pişirdim.

Not: Hiç baharat kullanmadım. Benim yediğim girit yemeklerinde de, yemeğin kendi lezzeti değişmesin diye genelde baharat kullanılmıyor.

SADE, KURU BULGUR KÖFTESİ

   Köfte deyince normalde şekil verilebilir bir şey olması gerek ama ben başka bir isim bulamadım. 

   Hani insanın canı bazen bulgurlu bir şeyler çeker ya. İşte kız kardeşimle bulgura 'mecazen' aş erdiğimiz bir gün baktık ki dolapta yeşillik yok, patates ya da mercimek haşlasak o kadar beklemek istemiyoruz. Böyle bir tarif uydurdum. Hemen yapıp afiyetle yedik. Ayrıca çok beğendik. İyi ki yeşilliğimiz yokmuş. O sayede farklı ve lezzetli yeni bir tarifimiz oldu.

(Fotoğraflarımı, bebeğimden dolayı çok zor şartlar altında aceleyle çekmek zorunda kalıyorum. O yüzden ne fotoğraf kalitesini ne de sunum güzelliğine gereken özeni gösteremiyorum maalesef.)

Malzemeler: 
İki adet kuru soğan 
4-5 diş sarımsak
2-3 kaşık biber salçası 
1 adet domates
4 büyük çay bardağı ince bulgur (1-1,5 çay bardağı kadar sıcak su ile ıslatılacak)
1-2 limonun suyu
Tuz, baharat (taze nane, karabiber, yenibahar, zerdeçal ve kimyon kullandım)
1-1,5 çay bardağı kadar zeytinyağı

Yapılışı:
   Bulguru yoğurma kabına alıp üzerine sıcak su döktüm, karıştırarak her yerinin ıslanması sağladım ve kabın üstünü örttüm.
   Soğan ve sarımsağı incecik doğrayıp zeytin yağında kavurdum (normalde zeytin yağını bu şekilde kullanmam, sonradan eklerim yemeklere). Pembeleşmeden hemen önce salçayı ve baharatları ekleyip birlikte biraz daha kavurdum. Bu karışımı, yumuşamış olan bulgurun üzerine ilave ettim. Biraz soğuyunca rendelediğim domatesi ekleyip iyice yoğurdum. Tuzunu ayarlayıp limon suyunu da ekleyip karıştırdıktan sonra servis yaptım.